who am i ?

Fotoğrafım
İzmir,istanbul,Antalya,Ankara, Türkiye
1974, sokakları deniz kokan bir şehrin deniz kokan,okyanus kokan bir kızı olarak dünyaya gelmişim. "Ege" derim başka birşey demem.Giyinirim,iyi giyinirim.Bunu da hala 36 BEDEN olmama borçluyum,gezerim iyi gezerim,aşık olurum benden iyi aşık bulunmaz.Aşka aşığım,aşkıma aşığım.Birşeyi yapmaya kalktığımda en iyisini yaparım yoksa yapmam.Doğruyu da en iyi yaparım yanlışı da..! En büyük hayalim önümüzdeki sene alacağım teknede seviğimle,SEVENIMLE beraber ömür boyu yaşamak.. Çanakkale Üniversitesi mezunuyum,kendi branşımda hiç çalışmadım.Zaten bugüne kadar hiç çalışmadım desem yalan olmaz sadece günlük fotomodellik,reklam işleri filan.Çalışmak beni yıpratır.Yıpranmak istiyor muyum? Tabii ki hayır kim ister ki böyle birşeyi.Hayat güzel,yaptıklarımız birgün muhakkak bize geri dönecektir bunun bilinciyle yaşar doğru insanlarla doğru ilişkiler içinde olmaya çalışırım.Tam bir balık kadınıyım.Denize , aşkıma, gezmeye aşığım.Sevildikçe sever,En ufak bir kırgınlıkta ardıma bakmadan giderim.Kimseye yapışmam,gelen ağam giden paşamdır derim.Affetiğim an, gittiğim andır birilerinden.Çünkü felsefem: AFFEDİLEN VAZGEÇİLENDİR ,O AFFEDİLDİ ÇÜNKÜ ;O`NDAN VAZGEÇİLDİ...dir..

31 Ocak 2009 Cumartesi

Kedi




Kendimi bildim bileli evimizde hep bir hayvan olmuştur.Ama asla birgün bir kediye sahip olacağımı düşünmemiştim çünkü her zaman riyakar, nankör oluşları beni korkutmuştur.Eğer bir kediniz varsa o bakımlı ellerinizin üzerinde ufak tefek çizikler mutlaka olurdu,vücudunuzda çiziklerle dolaşmak zorunda kalabilrdiniz. Bir de ben de biraz kedi huylu olduğumdan sanırım, onun kendini sevdirmek istediği zaman yanıma gelmesi benim sevmek istediğim zamanla zamanımızın tutmaması filan da beni kedilerden uzak tuttu .Çünkü bir kediyi asla bir köpeği sevdiğiniz gibi istediğiniz zaman gel kızım deyip çağırıp sevemezsiniz.Çağırsanız da o sizi dinlemez.Kızsanız umursamaz her zaman bir "seni takmıyorum" havası içindedir kedi. kendisini sevdirmek istediği zaman ise sizin işiniz varmış gazete okuyormuşssunuz televizyon izliyormuşssunuz hiç dinlemez , gelir sürünür, mırlar, göğsünüze çıkar kendine yer ediniroturur ve size o gazeteyi okutmaz öncelik daima kendisindedir. Gelelim sadede.. Bundan üç ay önce bir yemek sonrası kahvelerimizi yudumlarken kendimizi bir pet shopta buluverdik ben her zamanki gibi dost köpeklere ilgi gösterirken erkek arkadaşım bana şirin mi şirin bir yavru kedi uzattı bembeyaz ,küçücük bir van kedisi. Van`a olan sevdamı bildiğinden özellikle bir van kedisi seçmişti, kısmen Van`ı bana uzatarak bana dünyanın en güzel en canlı hediyesini verdi. İsmini van koymak vardı fakat biz twenty i uygun gördük. Twenty simdi 5,5 aylık.Bir gözü mavi bakıyor dünyaya ir gözü yeşil,hep umut dolu yani. Su seven kedi gördünüz mü? Twenty musluğun basından ayrılmıyor su sesi duyar duymaz musluğun içinde buluveriyor kendini sürekli suyla oynamak istiyor,bir bardak suyu sehpaya koyamaz olduk başımızı çevirdiğimiz anda onun başı bardağın içine gömülüveriyor.Sigara paketini asla ortada bırakamıyoruz çünkü paketin içinden sigara çalıyor ve sözde oynayarak bütün sigarayı paramparça ediyor bir de sigaranın filtresini zor günleri için halı altına saklıyor,eğer ortada sigara bulamazsa oradan onu çıkarıyor.Şimdi bir de günlük halı altı kontrolleri çıktı başımıza.Aşırı derecede titiz ituvaletini yaptıktan sonra dakikalarca üzerini örtüyor,geri dönüyor bir daha temiliyor,yetmiyor patilerini temizliyor öyle çıkıyor kumunun içinden.Komik bir canlı kendisi.Bugün ona çok kızgınım cünkü elimde kocaman ve derin bir çizik oluşturdu saatlerce sinirimi atamadım üzerimden ama az önce öyle masum uyuyordu ki bütün sinirim bir anda geçiverdi.şunun güzelliğine bir bakar mısınız?

30 Ocak 2009 Cuma

YEMEKTEYİZ ŞİŞİYORUZ!!!!,

Biri Bizi Gözetliyor`dan sonra yaşamımıza giren bir diğer saçma televizyon programı da yemekteyiz programı oldu. Zira geneli sevgili fatih solmazın chatten koca bulmaya çalışan , bulan kadınlar için yaptığı "patatese iki kürdan eklemişsin gibi kadınlar" benzetmesine uyan ,1.65-1.70 boylara 80-90 kg olan kadınlarımız pür dikkat yemekteyiz izleyip bugüne kadar yapıp yedikleri ve vücutlarında yağ olarak biriktirdikleri yetmiyormuş gibi daha bir de burdan görüp öğrendiklerini uyguluyorlar.
Zaten bugüne kadar hepimizin bildiği yemeklerin tekrarı yapılıyor ve insanların hepsi birer gurme olmuş ahkam kesiyorlar bu saçmalığın içinde .Pür dikkat izleme konusunda izleyen herkese katılıyorum çünkü ben de eğer evde olursam bugün kim kime ne çamur atacak diye zevkle oturup izliyorum.
Benim yemekten anladığım sadece karnımın doyması olduğundan mı yoksa çevremde hep şişman insanlar bulunmasından mı kaynaklı bilemediğim , yemekteyiz programına kadar tüm yemek programlarında kanal değiştirip daha kendimi geliştirebileceğim konulara yönelirdim .Her zaman yemek konusundan kaçar hatta yemek yendikten birkaç saat sonra bile herhangi bir yemek konusu açılsa midem bulanır,annemlere konuyu kapattırırdım. Asla annemle bugün ne pişireyim gibi bir dialoğa girmedim.Canım annem bu konuda hep monolog yapmak durumda kaldı.O zamanlar da şimdi olduğu gibi kilolu insanların genelde iki konu üzerinde yoğunlaştıklarını düşünürdüm 1. yemek 2. nasıl kilo verilir. 2.sine çok fazla kafa yormaya gerek yok. 1. maddeyle olan ilişkini kesersin ;diyetisyenlere, vücudunda ileride daha büyük sorunlara yol açacak ilaçlara para akıtmak zorunda kalmazsın.Şimdilerde anneme daha çok hak veriyorum, canım benim her zaman hep çok güzel yemekler yapıp çok güzel sofralar hazırladı bizlere sebebiyse yemekten zevk alması ve şişman oluşuydu büyük ihtimalle.İnsan kilolu olunca aklı yemekten başka birşeye çalışmıyormuş ne yazık ki. Hep beraber televizyonda izliyoruz işte.İstisnalar kaideyi tabii ki bozmuyor.
Yemek yemek sadece açlığın giderilmesi için gerekli bir eylemdir benim için bu yüzden hala 36-38 beden giyiyorum,bu yüzden yemek kokusu, asla evime sokmadığım ve sokmayacağım sarmısak kokusu yerine okyanus kokuyorum,parfüm kokuyorum, bu yüzden edinmediğim kilolar için" hormonal bir durum , troid bezlerim çalışmıyor vs vs " gibi bahaneler uydurmuyorum.
Unutmayalım ki hayatta kalmak için yemek zorundayız , yemek için hayatta değiliz. Hadi kurtulun artık şu yemekteyiz zırvalıklarından da kaybettiklerinizi kazanın. :)

18 Ocak 2009 Pazar

ONSEKİZ OCAK.İLK GÖZ AĞRISINDAN TEK GÖZ AĞRISINA BİTMEYECEK OLAN SEVGİYLE.!!!

Bir akşamüzeri beni sensiz bırakıp gittin, engel olamadım seslenemedim, " dur sensiz nefes alamam ben " diye bağıramadım ardından. Senin için gitmek çok kolay oldu fakat ben yokluğuna nasıl alışacağım? Gittin işte söylenecek çok fazla birşey yok "seni asla bırakmam, en güzel günleri beraber yaşayacağız, önünden su akan bir köy evimiz olacak" derken beni tüm bu hayallere alıştırmışken, hikayenin en güzel yerinde ansızın çektin gittin. Nasıl yarım kaldım düşündün mü hiç? Sensizlik asla tamamlanamamaktı sensizik bir daha güneşli günlerden zevk alamamaktı sensizlik çok zor...Hergün gözümü açıp seni görürken geceden sabaha uzanan sohbetlerimizde hep yıllar sonrasının hayalini kurarken sensizlik nasıl zor biliyor musun?
Sana kalsa eminim ansızın çekip gitmezdin böyle yapayalnız, bir başıma bırakmazdın beni.Seçim yapmak durumunda bile bırakmadan aldılar seni ellerimden.O mis kokunu özlüyorum simdi,sarılmayı , göğsüne sarılıp uyuyup kalmayı orada...
Hayallerim sensiz ve yarım şimdi hergün hep daha fazla özlüyorum seni bir veda bile edemeyişimizi birbirimize..(bunu bile çok gördüler o koskocaman sevgiye). Birgün elbet buluşacağız yeniden ve o zaman hiçbir engel kalmayacak birbirimize sıkı sıkı sarılmaya ve o gün geldiğinde kimse ayıramayacak bizi bizden .
Seni çok seviyorum bir a`nım bile yok seni düşünmeden geçirdiğim hergün öyle uzun öyle sessiz ki he lanet ediyorum seni benden alanlara .Çok erken sensiz kaldım ben bu kadar erken olmamalıydı aslına bakarsan .Kıskandılar belki de, ne dersin birbirimizi inanmamız gerekn güçten bile fazla sevişimizi ..Şimdi ayrı olsak bile, çok erken gitmiş olsan bile hayatımdan ve ben bu erkenliğe her daim söyleniyor ve söylenecek olsam da keşke bu kadar alışmadan, slıştırmadan kendine gitseydi diye iyi ki tanıdım ben seni iyi ki sen benim hayatımda bu kadar büyük bir yer edindin iyi ki senin "elifin,canın, ilk göz ağrın" oldum ben.
Onaltı sene oldu bugün sensizliğim. Biliyorum sürekli gözün bende ve koruyorsun beni, kokuşmuş pis çirkin insanlardan . Biliyorum ne kadar gitmiş olsan da yüreğin yüreğimde ...
Seni çok seviyorum seni herşeyden çok seviyorum beni bekle geleceğim ve yeniden sarılacağız birbirmize .

15 Ocak 2009 Perşembe

SENSİZLİĞE.....

Bugün 3 sene oluyor tamamen yokluğunla tanışalı... Ne değişti hayatımda? Hiç !! evet aslına bakarsan hiçbirşey değiştirmedi yokluğun sanırım çok zaman olmuştu yokluğuna alışalı, belki de zaten hiç olmamıştın sen, ben var etmiştim seni küçücük yüreğimde kocaman bir sevgiyle.. kim bilir?? Şimdi yoksun işte hepten yok artık o çok sevdiğim sesini de duyamıyorum bir telefon uzaklığında... Sana çok benzettiğim adam televizyonda şu anda ve ben ona bakarak 35 senelik özlemime daha büyük özlemler katarak izliyorum O`nu.Seni andıran ne varsa, kim varsa hep bir burukluk yaratıyor yüreğimde bazen bir parlıament light, bazen bir gömlek, bazen bir yüz, bir el, parmaklar, uzun bir boy, ince bir yüz, kendine hayran bırakan kibarlık,ince düşünce, bazen sandalyemin çekilmesi, arabanın sevdiğim tarafından kapısının bana açılması, bazen bir koku... Özlüyorum seni kimseye belli etmesem de artık "çok özledim" diye ağlamasam da...
Nefretim sevgimle karışmış, duygularım allakbullak. Kimse senin gibi güzel yaşamadı bu hayatı kimse senin gibi sadece kendine yaşamadı çoğu zaman eleştirilsen de hep herkes tarafından kıskanılan oldun sadece içinden geldiği gibi istediklerini yaşadığın için. İyi ki de öyle yapmışsın. Şimdi çok daha iyi anlıyorum seni, daha çok hak veriyorum sana. Keşke bu kadar duygularımla yaşamasaydım da bu kadar benzerlik gösterirken sana ,senin gibi "adam sendeci" olabilseydim herşeyi arkamda bırakıp giderken, verdiğim zararları düşünmeseydim duygularıma esir olmasaydım. Biraz daha benzemeliydim sana belki de...
Neyse çok uzatmayayım sevmeyiz ikimiz de uzun uzun konuşmaları vedalar kısa olmalı , selamlaşmalar yılışmadan.Ağlamayı da ağlayanı da sevmeyiz o yüzden ağlamadan ve ağlatmadan gidiyorum şimdi , iyi bak kendine oralarda, bizden birini görürsen selam söyle

12 Ocak 2009 Pazartesi

ÇOK GÜLÜYOR, ÇOK EĞLENİYORUM

İnsanların başkalarının canını yakmak , ikili ilişkilerini bozmak için atmış oldukları her adımda çok daha büyük hatalar yapıp kendi küçüklüklerini ortaya koyduklarında öyle çok gülüyor öyle çok eğleniyorum ki tıpkı şimdiki gibi..
tanrı beni güldürenlerin ne istekleri varsa versin . teşekkürler tanrım bana gösterdiklerin , yaşattıkların ve verdiklerin için.

gözleri aşka gülen taze söğüt dalıyım ,gel bana her gece sen gönlüne dolmalıyım

gözleri aşka gülen taze söğüt dalıyım ,gel bana her gece sen gönlüne dolmalıyım
AŞK HER DAİM

adrasan`da bir denizkızı

adrasan`da bir denizkızı

adrasan

adrasan
sevdanın ben hali

aşk

aşk
sevdanın ben hali

hep gülecek gözlerim,

hep gülecek gözlerim,
hep sana

... !!!!

... !!!!
.....

kalbimdeki E

kalbimdeki E
kalbindeki ben
 
src="http://media.putfile.com/Erkin-Koray-a-yle-Bir-Gea-er-Zaman-Ki" width="300" height="80" type="application/x-shockwave-flash" wmode="transparent